10 Ekim 2010 Pazar

Trenler

Trenleri seviyorum. Her ne kadar bazen tiklim tikis olsalar da, nefes almami engelleseler de, trene bindigimde kendimi guvende hissediyorum. Hele bir de simdi yeni avrupai trenlerimiz var ya, cumhuriyetin ilk yillarinda yapilmis bu yollarda zorlaya zorlaya giden o avrupai trenler, iste onlara binince diger trenlere nazaranla olan sessizligi seviyorum. Tren diyip gecmemeli insan, koltuklari filan guzel ve klimasi bile var.
Sonra bir anda camdan disari bakiyorum ve en sevdigim arkadaslarimin bir kisminin evlerini trenden gorebiliyorum. Her istasyonda nerdeyse bi evim oldugunu biliyorum bu yuzden.
En sonunda kendi evimi goruyorum ve trenden iniyorum.
Arabam olsun isterdim ama ondan ote bir trenim olsun isterdim; cunku trenin bana verdigi guveni hicbir tasitin saglamayacagini biliyorum.
Sunu da biliyorum ki; metroya binmek istemiyorum, duz bir cizgide giderken etrafi gormek istiyorum. Hizla gecen yerleri yasamak istiyorum. Kafami hangi istasyona geldim diye uzattigimda, cok yakin bir arkadasimi kapanan kapinin ardinda gormek istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder