22 Şubat 2011 Salı

Et Parcasi

"Another brick in the wall"un klibi misali, kendimi fabrikaya girmis et parcasi gibi hissediyorum. Islemden gectikten sonra benzer et parcasi arkadaslarimla beraber, kokusmus bir hayatin parcasi olmayi reddediyorum; ama bakiyorum da, coktan bu dongunun bir parcasi olmusum. Peki bu dongu nedir, ne degildir?
1- Okulun gereksiz bir kurum olduguna inanmasam da, ogretilenlerin gercek hayatla bagdasmadigini dusunuyorum. Mesela, fizik biliyorum diye gecinen bir lise mezununu ele alalim. Hayati boyunca surtunmesiz ortam uzerinden sorulari cozmus; ama aslinda surtunmesiz ortam yok. Ya da ideal gazi ele alalim. Ideal gaz vardi da biz gormedik? Sonuc: Gercek hayatta olmayan seylerin teorisini ogrendik.
2- Sistem hayal gucu karsiti ve ezberci. Sorgulasan da 2 cumle sonra ezberlemen gerektigini bazi seyleri farkedip sordugun butun sorulari yutmak zorunda kaliyorsun. Sonucta, elde var sifir.
3- Ogretilenlerin hicbiri yol gosterici degil. Aksine yolu gosterip, "Al bunu takip et, takip etmezsen de ... " diyor egitim. Bazen direk karsilasiyoruz mesajlarla, ornegin "X kotu, Y harika" gibi ya da gizli kapakli cumlelerin ardinda gizli islenmis niyetler onumuze sunuluyor "Almanlar yenildigi icin biz de yenik sayildik gibi."
4- Ogretmenlerimizin cogu kotu. Cogu gercekten istemedikleri halde ogretmenler. Birkacina neden ogretmen olduklarini sormayi deneyin, kesin istedikleri bolumu ucundan kacirmis ya da universitede kalmayi amaclayip kalamamislardir. (Aci ama gercek)
5- Soru sormayan insan iyidir. Sokrates sordu ve olduruldu. Kahraman olmak istiyorsaniz, soru sorun, elestirin; sizi oldursunler; ama iciniz rahat olsun, yillar sonra sizi yuceltip yere goge sigdiramazlar. Kemikleriniz gurur duyar. Ote yandan, et parcasi olursunuz, wall streette calisir, 5 tane ev sahibi olursunuz, arkanizdan kufrederler; ama mis gibi yasarsiniz. Oldukten sonra da kemikleriniz sizlar mi bilemem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder