17 Aralık 2010 Cuma

Low Tom-Tom, Floor Tom-Tom, Bass Drum

Ne yapmak istediğimi bir bilsem, bir bilsem.
Yazı yazmayı çok seviyorum; senaryolar, hikayeler yazmayı. Öte yandan hikayeleri okuyup, senaryoların bir parçası olarak onları oynamayı da seviyorum. Her gün bir başka karakter olmak, an geldiğinde odamda oturup, sadece kendimle yüzleşerek içimden gelenleri kağıda dökmek (ya da ekrana dökmek - her neyse) istiyorum. Kendi filmimi çekmek, onu yönetmek, en başına da "UNIVERSAL" 'ın dönen dünyasını yapıştırmak istiyorum.
Bunun için de gitmem gerekiyor buralardan. Uzaklaşmak değil; sadece gelecek için bana daha umut vadeden yere gitmem gerekiyor, o kadar.
Ama ne oluyorsa oluyor, bir yanım da burada kalmam için beni zorluyor. Herkesten uzak bir yaşam sürmektense, sevdiklerimle hayatıma devam etmeyi yeğliyorum bir anda; ama kalbimi ikiye bölmek ve bir yarısını burada bırakmaktan korkuyorum. Bu yüzden, öyle bir hale geliyorum ki, sanki biri "Gitme, boşver" dese, gitmeyebilecekmişim gibi hissediyorum.
Sanırım küçükken bana çok fazla film izlettiler ya da masal okudular, bilemiyorum. Olmuyor. Sanki o uçağa binsem, oyuncu olacakmışım gibi geliyor bana. Sanki Amerika'ya giden herkes oyuncu oluyormuşçasına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder