17 Ağustos 2010 Salı

Mr. Big

Artık Sex and the City'e ulaşımım yasaklanmalı; çünkü her izlediğimde Mr. Big'e tekrar ve tekrar hayran oluyorum. Adamın çok yakışıklı olmaması; ancak "abso-fuckin-lutely" derkenki tek kaşı havada bir şekilde karizmasını dünyaya yayması beni bitiriyor. Sanırım ayrıca yaşlı erkeklere karşı da bir zaafım var, böyle bir ağırlıkları oluyor yürürken konuşurken. Öte yandan her erkek gibi Big'in de hataları var ve Carrie'ye az çektirmedi; ama kimin hataları yok ki?
Mesela, New York'ta yaşamımı sürdürmeye başladığımda, kapımın önünde bir limuzinin durup, camından birinin bir balon uzatmasını isterdim herhalde. Hayatımda Carrie'nin Mr. Big'ine sahip olmak istemem; ama o vasıflara sahip kendi Mr. Big'imi bulmak için heyecanla bekliyorum.

"I might have to wait, I'll never give up
I guess it's half timing, and the other half's luck
Wherever you are, whenever it's right
You'll come out of nowhere and into my life"   - Micheal Buble

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder